TÜKRÜK BEZİ TAŞLARI VE TÜMÖRLERİ
Tükürük bezi hastalıklarının çoğu yüz; yanak; çene altı; boyun bölgesinde şişlik ya da kitleye neden olduğundan hastanın erken dönemde kendisinin görebildiği ve genellikle de panik olduğu cerrahi tedavi gerekiyor. Yüz sinirine yakınlığı nedeniyle incelik isteyen bu cerrahi türü deneyimli eller ve güncel yaklaşımlarla yüz güldürüyor.
Vücudumuzdaki tükürük bezleri günde yaklaşık 1000-1500 cc kadar tükürük üretiyor. Ana bezler kulak önü, çene altı ve dil altında yer alırken, ağız içindeki mukozadan gırtlağa kadar yaygın şekilde yerleşmiş olan yüzlerce minör tükürük bezi de bulunuyor. Çok gerekli bir nemlendirici olan, konuşmada, sindirimde ve ağız sağlığında önemli rolleri bulunan tükürüğün üretildiği bu bezlerin başlıca hastalıkları enfeksiyonlar, taşlar, tükürük bezi kanalındaki darlıklar ve tümörler olarak sıralanıyor.
Tükürük bezi taşları
Tükürük bezi taşı en sık tükürük salgısının daha yoğun kıvamlı olduğu çene altı tükürük bezinde görülüyor. Ağız içine boşaltım kanalının kıvrımlı bir şekilde aşağıdan yukarı seyretmesinin ve boşaltımın yer çekiminin ters yönünde olmasının yanı sıra tükürük akımındaki her türlü azalma ve tükürük pH değerindeki artışlar da taş oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Gut hastalığında da ürik asit taşları ortaya çıkabiliyor.
Tükürük bezi taşlarının belirti, tanı ve tedavisi
Taş oluşumunda tipik yakınma özellikle limon gibi tükürük salgısını artıran bir yiyecek yenildiğinde taşın olduğu çene altı, dil altı ya da kulak önü tükürük bezinde ani şişme ve ağrıyla oluyor. Kanalda tam bir tıkanma yoksa söz konusu şişlik bir-iki saat içinde ortadan kalkıyor. Tanı, hastanın şikayetleri, muayene bulguları ve ultrason veya Bilgisayarlı Tomografi gibi radyolojik incelemelerle konuluyor. Tedavide taşla birlikte akut bakteriyel bir enfeksiyon varsa önce ilaç tedavisi uygulanıyor. Sonrasında siyalendoskopi ya da açık cerrahi yöntemleri kullanılıyor.
Siyalendoskopi ile tükürük bezleri korunuyor
Tükürük bezi taşlarının klasik tedavisinin açık cerrahidir. Ancak günümüzde “siyalendoskopi” tedavide yeni bir dönemi başlattı. Bu yöntemde çok ince, yarı-sert endoskoplar ve kamera kullanılarak tükürük bezi kanallarının ağza açıldığı deliklerden girilip kanallar değerlendiriliyor. Tanısal endoskopi lokal anestezi ile yapılabilse de tedavi edici siyalendoskopide çoğunlukla genel anestezi tercih ediliyor. Uygun olan taşlar çıkarılıyor. Boyutları 4-8 mm arasında değişen taşlar ise lazer yardımıyla parçalanıp, ardından temizlenebiliyor. Daha büyük taşlarda siyalendoskopi açık cerrahi yöntemlerle kombine edilebiliyor. Bu yöntem sayesinde cerrahi olarak çıkarılıp feda edilen tükürük bezi sayısının giderek azalıyor aynı zamanda taşların yanı sıra daha çok kulak önü tükürük bezinde rastlanan kanal darlıklarının da tedavi edilebiliyor.
Tükürük bezi tümörleri
Tükürük bezi tümörlerinin yüzde 80’i kulak önü tükürük bezinden, yüzde 10’u çene altı tükürük bezinden, geri kalanı ise dilaltı ve minör tükürük bezlerinden kaynaklanıyor ve tüm tümörlerin yüzde 80’i iyi huylu oluyor.
Tükürük bezi tümörlerinin belirti, tanı ve tedavisi
En sık rastlanan tür olan pleomorfik adenomun, sıkça yerleştiği kulak önü tükürük bezinde yavaş yavaş büyür. Düzgün sınırlı bu kitle hareket edebilen bir topak olarak elle hissedilir ve ağrı yapmaz. Kötü huylu tümörler ise daha hızlı büyür, ellediğimizde hareket yeteneği az ya da hiç hareket etmeyen kitleler olarak karşımıza çıkabiliyor. Bazen de hastada yüz felcine yol açıyor. Hekim muayenede kitleyi eliyle hissediyor, yüz siniri işlevlerini değerlendiriyor. Radyolojik tetkiklerden ise en sık MR ve Bilgisayarlı Tomografi kullanıyor. Ardından ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tümörden elde edilen hücreler patolojik incelemeye gönderiliyor.Tümörlerde temel tedavi cerrahidir. İyi huylu tümörler tutulan bezin bir kısmıyla birlikte çıkarılıyor. Bazen de çene altı tükürük bezinde olduğu gibi tükürük bezinin tamamı alınıyor. Kötü huylu tümörlerde daha geniş cerrahiler uygulanıyor.
Tümör cerrahisinin incelikleri
Kulak önü tükürük bezinin en önemli anatomik özelliği, içinden yüz sinirinin geçmesi. Parotis cerrahisini incelikli kılan, aynı zamanda hastaları korkutan da işte bu anatomik özellik oluyor. Bu cerrahide hasta genel anestezi altındayken kulağın hemen önünden başlayıp, çene altına doğru uzanan ve “S” harfine benzeyen bir kesi sonrası cilt ve cilt altı geçilip tükürük bezine ulaşılıyor. Tümörlerin çok büyük kısmı bezin yüzeyel bölümünden çıkıyor. Söz konusu iyi huylu bir tümörse sinirin dalları korunarak, sağlam dokuyla yani bezin yüzeyel bölümünün bir kısmıyla birlikte çıkarılıyor. Kötü huylu bir tümörde dahi sinir, tümör tarafından işgal edilmediyse korunmaya çalışılıyor. Ameliyatta kullanılan sinir monitorizasyonu yüz felci riskinin azaltılmasına katkıda bulunuyor. Ancak hastada ameliyat öncesi bir yüz felci varsa ya da sinirin bazı dalları veya tümü tümör tarafından yendiyse sinir de tükürük beziyle birlikte çıkarılabiliyor. Başka yerden alınan sinir parçalarıyla bu bölge tamir edilmeye çalışılabiliyor. Çene altı tükürük bezi cerrahisinde ise hasta genel anestezi altındayken çenenin yaklaşık iki parmak altından bir kesiyle cilt ve cilt altı geçilerek tükürük bezine ulaşılıyor. Söz konusu tükürük bezi çevre dokulardan sıyrılarak çıkarılıyor. Bu cerrahide yüz sinirinin sadece ağız köşesine giden dalı risk altında oluyor.
Siyalendoskopi Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy Tükrük bezi hastalıkları Tükrük bezi taşı Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy Siyaladenit Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy Submandibler bez Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy Parotis Parotid Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy Tükrük bezi ameliyatı Ankara Prof Dr Ozan Özgürsoy kapalı tükrük bezi ameliyatı konularında yardım alabileceğiniz tecrübeli ve güvenilir bir cerrahtır